Abstract
Din sosyolojisi, Türkiye’de akademi tarihi boyunca sosyolojiyi araçsallaştıran metodolojik bir yaklaşım kullanmıştır. Bu kullanım biçimi, günümüzde yeni üniversitelerde sosyoloji bölümleri kurulmasıyla daha da belirginleşmiştir. İddianın çerçevesini, din sosyoloğunun “pozitivist ve sistematik bir metodolojik perspektifte düşünmek için” sosyolojik yöntemlere başvurduğu varsayımı çizmektedir. Burada metodolojik kriz üzerinden yaşanan bir kimlik sorunsalı söz konusudur. Krizin kaynağı teoloji eğitimi üzerine din sosyolojisi doktorası yapan kişilerde “toplumsal alanın bütün olarak görülmesinden ziyade toplumsal hayatın parçalandığı bir görüntünün” ortaya çıkmasının söz konusu olmasıdır. Bu çalışma Türkiye’de 2006 sonrası kurulan üniversitelerde sosyoloji bölümlerinde kendisine yer bulan akademisyenlerin kurmaya çalıştığı perspektifler ve bu perspektiflerde baskın izler taşıyan din sosyolojisi eğitimli akademisyenler üzerine bir tartışma yürütmeyi planlamıştır. Çalışmanın ana sorunsalı, metodolojik perspektiften araçsallık üretme çabaları ve bunun giderek pragmatist bir çabaya dönüşümün yol izleğine ulaşmaktır. Çalışmada, içerik analizi tekniği kullanılmıştır. Çalışmanın bütünü “din sosyolojisinin metodu ne olmamalıdır?” sorusuna yanıt verme kaygısından hareketle oluşturulmuştur.