Abstract
Mitoloji tarihi dikkatlice incelendiğinde, neredeyse bütün kültürlerde eski düzeni alaşağı edip yeni bir düzen inşa ettiren tufan felâketlerine rastlanır. Tufan ile ilgili söylencelerde tanrısal güç veya güçlerden kaynaklanan bu felâketin sebebi olarak insanın günahkârlığı gösterilir. Burada ilgili dinlerde ve mitolojilerde su arındırıcı bir metafor olarak karşımıza çıkar: Hayat verdiği gibi son derece öldürücü de olabilmesi suyun mitolojik açıdan son derece ambivalan/ikircikli durumunu ortaya koyar. Tufan mitleri, karşılaştırmalı mitoloji ve dinler tarihi açısından bakıldığında daima geçiş dönemlerinin anlatılarıdır ve atlatılmış kıyametler olarak hikâye edilirler. Bu felâketi çok az sayıda 'iyi' insanın atlatabilmesi bütün dünya mitolojilerinde yaygın bir motiftir. Bu çalışmada Hint, Yunan, Sümer ve Türk menşeli tufan anlatıları ele alınırken bir anlamda tufan mitinin mizanseni veya ana omuru ortaya konulmaya çalışılacaktır. Tufan mitinin, ilgili toplulukların travmatik birer dönemlerine işaret ettiği ve tufan sonrası nesiller için birer geriye dönük kıyamet ve dolayısıyla uyarı anlamına geldiği söylenebilir. Bu mitler, bireysel düzeyde erginlenme ile ilgiliyken toplumsal düzeyde belirli dönemler arası geçişler ile ilgilidirler. Buna göre eski düzen yıkılırken yerine yeni bir düzen inşa edilmektedir: Günahkâr ve itaatsiz insanlar yok edilirken geriye yalnızca tanrı kelamına uyan, ahlâk lı ve dindar insanlar kurtulurlar.