Abstract
Halkla ilişkiler alanı uzun yıllar yönetim paradigmasının etkisinde kalmıştır. Halkla ilişkilerin bir “yönetim” aracı olarak ele alınması, alanın kültürle ilişkisinin geri planda kalmasına neden olmaktadır. Ancak 2000’li yıllardan sonra halkla ilişkilerle kültür arasındaki ilişkiyi irdeleyen çalışmaların artmaya başladığı görülmektedir. Kültürü merkeze alan araştırmaların ve çalışmaların artması, halkla ilişkiler alanında “sosyo-kültürel” bir dönüşüm yaşandığı tartışmasını başlatmıştır. Makalenin amacı halkla ilişkileri “kültürel aracı” bir meslek olarak konumlandıran görüşleri tartışmaktır. Bu bağlamda öncelikle, halkla ilişkileri alternatif bakış açılarıyla değerlendiren görüşlerin, yönetim paradigmasına yönelttiği eleştiriler üzerinde durulmuştur. Daha sonra halkla ilişkilerdeki sosyo-kültürel dönüşümün ne anlama geldiği tartışılmış ve halkla ilişkileri kültürel aracı olarak ele alan yaklaşımlar derlenmiştir. Son olarak, halkla ilişkilerin simgesel şiddet içeren bir kültürel aracı olarak değerlendirilen görüş tartışılmıştır.