Yenidoğanlarda Konjenital Hipotiroidi Taraması ve Diğer Yararları

Abstract
AIM: We aimed to evaluate the prevalence of congenital hypothyroidism and analyze neonatal thyroid stimulating hormone (TSH) levels to estimate iodine status in our province. MATERIALS and METHODS: This study was conducted in the pediatric clinics of a government hospital in middle-northern Turkey. The data of national neonatal screening program (NNSP) for congenital hypothyroidism and thyroid function tests (free tetraiodothyronine (fT4), TSH) through hospital records were presented. The rate and severity of iodine deficiency was assessed by using the WHO epidemiologic criteria RESULTS: In this retrospectively designed cross-sectional study 1324 newborns were evaluated. Most of the participants had normal thyroid functions, 15.4% had transient hyperthyrotropinemia of the newborn, 2.7% had subclinical hypothyroidism 1.5% had congenital hypothyroidism (CH). The prevalence of hyperthyrotropinemia was high (26.1%), revealing moderate iodine deficiency. CONCLUSION: Hyperthyrotropinemia is a significant problem in our province. The clinical follow up of the patients can be managed by general pediatricians. Evaluating TSH and fT4 levels seems to be the only way of diagnosing thyroid disorders of the newborn and provides indirect epidemiologic clues for iodine status of the local population. A preventable nutritional public health problem can be solved with a single step by interpreting the data of NNSP. ÖZET AMAÇ: Bu çalışmada ilimizde konjenital hipotiroidi sıklığı ve yenidoğanlarda tiroid hormonu uyarıcı hormon (tiroid stimülan hormon (TSH)) düzeyleri üzerinden iyot eksikliği durumunun saptanması amaçlandı. GEREÇ ve YÖNTEM: Çalışma Orta Karadeniz’de bir devlet hastanesinin Pediatri bölümünde yürütüldü. Ulusal tarama programı ile hastane kayıtlarından elde edilen tiroid işlev testlerinin sonuçları sunuldu. İyot eksikliği durumu Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından belirlenen epidemiyolojik kriterlere göre tanımlandı. BULGULAR: Bin üç yüz yirmi dört term, sağlıklı yenidoğanın değerlendirildiği bu retrospektif, kesitsel çalışmada katılımcılarının çoğunda tiroid işlevleri normal sınırlarda idi. Katılımcıların %15,4’ünde yenidoğanın geçici tirotropinemisi, %2,7’sinde subklinik hipotiroidi, %1,5’inde konjenital hipotiroidi saptandı. Hipertiritropinemi sıklığı %26,1 idi, bu durum DSÖ’ne göre “orta düzeyde iyot eksikliği bölgesi” kriterleri ile uyumluydu. SONUÇ: İlimiz için konjenital hipotirioidi ve iyot eksikliği önemli bir halk sağlığı sorunudur. Bu hastaların klinik takibi ve tedavisi çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanları tarafından yürütülebilir. Tiroid işlev testlerinin değerlendirilmesi yenidoğan dönemi tiroid bozukluklarının tanısında tek araç olarak görünmektedir. Bu sayede saptanan dolaylı epidemiyolojik veriler, yaşanılan bölgenin iyot eksikliği sıklığı hakkında da bilgi sağlar. Yenidoğan tarama programı sonuçlarının doğru yorumlanması önlenebilir bir besinsel eksiklik sorununun da çözülmesine yardımcı olur.