Abstract
Servet-i Fünûn, üslup ve ifadede radikal değişikliklerin olduğu tartışmalı bir dönemdir. Yalnızca şiirde değil, romanda da radikal denilebilecek dil kullanımları görülür. Bu neslin ifade probleminde yatan art alan çok tartışılmamış, mesele daha çok millilik-gayri millilik, melankoli ve elitist kavramları dolayımında ele alınmıştır. Bu bağlamda, çalışmamızın amacı Cenab Şahabeddin’in şiirleri/düşünceleri/eleştiri ve teorilerinden hareketle dikkatleri ifade ve ifadenin sınırlılığı konusuna çekmektir. Cenab Şehabeddin üzerinden, dikkatleri ifade ve ifadenin sınırlılığı konusuna çekmektir. Cenab’ın bazı eleştiri ve teori yazılarında ele aldığı yeni duyuş ve düşünüşe yeni ifade bulma kaygısının birçok şiirinde işlenen bir konu olduğunu ortaya koymaktır. Düşünce ve hayal dünyasının sınırsızlığı karşısında ifadenin sınırlılığı ve dilin standartlaşması ve kurumsallaşmasının şairde yarattığı üzüntü ve endişenin şiirlerine nasıl yansıdığını dile getirmektir. Yine onun her ne kadar dilin yetersizliğinin farkında olsa da, düşünce ve hayal dünyasında geçenleri yerli yerinde ifade etmek için ne kadar çabaladığının şiirdeki izdüşümlerini göstermektir. Nihayet, Cenab’daki dil tercihinin sadece basit bir sanat kaygısı olmadığını, anlamı yakalama çabasını içerdiğini, his ve düşünce dünyasındaki gerçekliği yerinde ifade etme iradesiyle alakalı olduğunu tartışmaktır.