Abstract
Mrs. Dalloway (1992) romanı ölüm, bireyin kendini yetersiz ve anlamsız hissetmesi ile travmanın yarattığı ruhsal sorunların insan hayatında ne gibi sonuçlar doğurduğuna odaklanmaktadır. Roman Mrs. Dalloway’ın verdiği parti hazırlıklarıyla başlar. Romanın başlarında iki önemli olgu göze çarpmaktadır ve bu kavramlar parti kavramı ve savaş algısıdır. Parti kavramı sıradan hayatın sıradan, mutluluk hallerini temsil etmektedir. 1. Dünya Savaşından sonra oluşan travmaların insan hayatına etkilerini romanda görmekteyiz. Septimus Smith karakteri savaş mağduru olarak tasvir edilmektedir ve bu bağlamda ölümü, hayattan kopuşu çağrıştırmaktadır. Parti, savaş, ölüm, mutluluk kavramları romanın dilbilimsel dizgisinde iç içe geçmiştir ve bu zıt kavramlar olarak adlandıracağımız kelimeler romanın manik depresif dil inşasını ve anlamını yaratmaktadır. Karakterlerin iç dünyalarında yaşadığı yolculuklar bilinç akımı tekniği kullanılarak yansıltılmıştır. Buna bağlı olarak bipolar bozukluğun, depresyonun, manik depresif hastalıkların romanda dilsel davranışlarla nasıl yansıtıldığı bu makalenin amaçlarından biridir. Çalışma nitel bir çalışmadır, metin analizi ve söylem analizi makalede kullanılan yöntemlerdir. Okuyucu olarak, Clarissa Dalloway ve Septimus karakterlerinin ruhsal hastalıkları ve sancılarını karakterlerin iç monologlarında ve diyaloglarında görmekteyiz. Bu çalışmada, yazarın dilbilimsel davranışları sözcük ve cümle bağlamında incelenerek romanda inşa edilen manik depresif dil olgusu araştırılacaktır. Yürütülen araştırma sonucunda ulaşılan bulgulardan birisi, ataerkil toplum ve düzen, aynı bağlamda uzantısı olan militarist ideoloji ve söylem romandaki karakterlerin travmatik hayat yaşamasına neden olan durumlardır.

This publication has 10 references indexed in Scilit: