Abstract
Ehl-i sünnet kaynaklarında olduğu gibi Şiî tefsir kaynaklarında da çok sayıda İsrâîlî rivayet bulunmaktadır. Bu durum, Bu durum bazı Şiî araştırmacılar tarafından da kabul edilmekte ancak bu tür rivayetlerin çok daha az olduğu iddia edilmektedir. Şîî araştırmacılar, Râşid Halifeler ile Emevî Sultanlarının tutumlarının İsrâîliyât’ın İslâm’a geçmesinde belirleyici olduğunu belirtmekte ve Ehl-i sünneti İsrâîliyât’a açılan kapı olarak görmektedirler. Bununla birlikte, bu araştırmacılar, çalışmalarında şiilerin kaynaklarında var olan rivayetleri görmezden gelmektedirler Şîa’nın; Müslüman olan Ehl-i kitap âlimlerinden, sahâbeden ve tabiînden gelen İsrâîlî rivayetlere ihtiyatla yaklaşması, ʻismet konusundaki katı tavrı ve mezhepsel yaklaşımının Şîî kaynaklardaki İsrâîlî rivayetlerin nispeten daha az olmasına katkı sağladığı düşünülebilir. Ancak Ehl-i sünnet ile Şîî anlatılar arasında İsrâilî rivayetler bağlamında yapılacak bir kıyaslamada bu rivayetlerin dayandığı şahısların değiştiği (sahâbe ve tabiîn yerine masum imamlar) ancak metnin değişmediği görülecektir.