Abstract
Bu çalışmada “Mehdilik” meselesiyle alakalı İslam’ın temel kaynaklarında yer alan bilgilere kısaca temas edildikten sonra Ehl-i sünnet kelamcılar ile mutasavvıfların konu hakkındaki görüşlerine yer verilerek iki tarafın görüşleri hakkında genel bir karşılaştırma yapılmıştır. İtikadî İslam mezheplerinin tartışmalı meselelerinden biri olan Mehdî’nin geleceği hakkında Ehl-i sünnet kelamcılar ve mutasavvıfların genel manada görüş birliğinde olduğu söylenebilir. Ancak kelamcıların mesele ile ilgili açıklamaları sınırlı olduğu halde mutasavvıfların konuya daha fazla ilgi duyarak geniş açıklamalar yaptıkları görülmektedir. Kelamcılar ve mutasavvıflar, hadis kaynaklarında yer alan Mehdî ile ilgili hadisleri esas almakla birlikte eserlerde hadislerin sıhhati konusunda ortaya çıkan tartışmalar önemli bir yer işgal etmiştir. Bazı âlimler, Mehdî konusunda aralarında tevatür derecesine ulaşanların da bulunduğu yüzlerce hadisin varlığına dikkat çekerken bazısı, söz konusu hadislerin haber-i vâhid derecesinde kaldığını söylemişlerdir. Bir kısım âlimler ise Mehdî ile ilgili hadislerin arasında zayıf ve hasenin bulunduğunu kabul etmekle birlikte bazısının manen mütevâtir olduklarını belirtmişlerdir. Ehl-i sünnet kelamcılar ve mutasavvıfların Mehdî ile ilgili sahih haberleri esas alarak, Mehdî’nin âhirzamanda gelip İslâm’ı ve adaleti hâkim kılacağı konusunda görüş birliğinde olduğu söylenebilir. Ehl-i sünnet kelamcıları, eserlerinde kelam ilminin gayelerinden biri olan bidat görüşlerin geçersizliğini ortaya koyma çerçevesinde özellikle Şîa’nın bu konudaki iddialarına cevap vermeye özen göstermişlerdir. Söz konusu kelamcılar, İmâmiyye Şîa’sının on ikinci imam ekseninde oluşturduğu inancın aksine Mehdî’nin âhirzamanda bir beşer olarak doğup yaşayacağını ve İslâmî esasları hâkim kılmaya muvaffak olduktan sonra tabiî bir ölüm ile vefat edeceğini belirtmişlerdir. Bu sebeple İslâm’ı hâkim kılmak için yeterli gayret gösterilmeden olağan üstü güçlere sahip bir Mehdî tarafında işlerin düzeltileceği beklentisi (Mehdî-i müntazar inancı) Ehl-i sünnet tarafından uygun bulunmamıştır. Ehl-i sünnet kelamcılar ve mutasavvıflar, Mehdî’nin üstün bazı vasıflara haiz bir zat olduğunu ve İslâm’ı bidatlerden arındırarak tam manasıyla hâkim kılacağını ifade etmişlerdir. Ancak mutasavvıfların Mehdî konusunda tasavvufa has yollarla ulaştıkları bilginin yardımıyla konu hakkında kelamcılardan daha fazla açıklamalarda bulundukları görülmüştür.