Journal of Interior Design and Academy
Journal Information

ISSN / EISSN
:
2791-7436 / 2791-7436
Published by: Sekizgen Academy
(10.53463)
Total articles ≅ 17
Filter:
Latest articles in this journal
Journal of Interior Design and Academy, Volume 2, pp 77-96; https://doi.org/10.53463/inda.20220140
Abstract:
Mekân, bünyesindeki örgütlenme özellikleri, düşünsel yapısı, edindiği sorumluluklar çerçevesinde irdelendiğinde organik, her an yaşayan, değişebilen kullanıcısı ile biçimlenen, farklı durumlarla “dönüşebilen” dinamik bir olgudur. Teknolojideki gelişmeler ve dönüşümler, bu süreçlere etki eden faktörlerin eşliğinde “değişim” kavramını harekete geçirerek “mekân” olgusunu zaman, mekân, yaşam etkileşimi çerçevesinde yeniden tanımlanmaktadır. 2019 yıl sonuna doğru ortaya çıkan ve 2020 yılının ilk çeyreğinde dünya geneli ile birlikte ülkemizi de etkisini gösteren COVID-19 salgını daha önce öngörülmemiş bir biçimde insanoğlunun gündelik yaşam alışkanlıklarını, standartlarını ciddi anlamda sarsarak gerek mekan kavramını, gerekse de kullanım alışkanlıklarını dönüştürmüştür. Bu çalışmada, içinde bulunduğumuz koşulların kişinin sosyal alışkanlıklarını, mekan kullanımı üzerinde oluşturduğu etkileri tespit etmek amaçlanmaktadır. Edinilecek bu bilgiler literatür araştırmaları ile desteklenerek “anlık” gereksinimlere etkin cevap verebilen “esnek” ve yaşanabilir bir mekansal kurguya ulaşabilmek adına tasarım boyutunun nasıl ele alınabileceği irdelenecektir. Ayrıca kullanıcının öngörülemeyen durumlarda mekan kullanımındaki “mekansal dönüşümler”, esneklik ve teknoloji kavramları ile mekanlarda etkin kullanım için öngörüler sunmak amaçlardan bir diğeridir.
Journal of Interior Design and Academy, Volume 2, pp 57-76; https://doi.org/10.53463/inda.20220100
Abstract:
Pandemi süreci ile insanların mekân beklentileri değişmiştir. Virüs yayılımını azaltabilecek mekân organizasyonlarına ilginin artması ile bu ihtiyaca yönelik mekân kurguları artmıştır. Bu noktada ihtiyaca cevap veren geçici, esnek, mobil özelliklerdeki pop up mekânların kullanım alanı artmıştır. Bu çalışma; pop up mekân incelemelerinin yanı sıra pandemi sürecindeki yeni pop up mekân öneri ve analizlerini sunarak Covid-19 sürecine entegrasyonunu anlatmayı amaçlamaktadır. Bu doğrultuda mekân ve pop up mekân kavramları incelenmiş, yapılan pop up mekân sınıflandırmaları ile belirli örnekler incelenerek başlıklar altında açıklanmıştır. Çalışmanın sonuç değerlendirilmesinde ise pandemi öncesi ve sonrasında pop up mekân kullanımı karşılaştırılarak yeni bir mekân önerisi sunulmuştur.
Journal of Interior Design and Academy, Volume 2, pp 18-32; https://doi.org/10.53463/inda.2022049
Abstract:
Bu çalışmada, ürün tasarımında esin kaynağı olarak mimari akımdan faydalanılarak bina ölçeğindeki tasarım ilkelerinin farklı ölçekte deneyimlenlenmesi amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda tasarım sürecinde farklı bir kavramsal alt yapı oluşturularak yaratıcılığa katkı sağlanması hedeflenmektedir. Çalışma iki aşamalı olarak gerçekleştirilmiştir. Öncelikle Avrasya Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü 4. sınıf öğrencilerinden 20.yy mimarlık akımlarından esinlenerek aydınlatma elemanı tasarımı yapmaları istenmiştir. Mimarlık akımlarının tasarım ilkeleri ve yapı tasarımına yansıması analiz edilerek masa lambası ve labader ölçeğinde aydınlatma elemanı tasarımı yapılmıştır. Çalışmanın ikinci aşamasını anket çalışması oluşturmaktadır. Anket çalışmasıyla sürecin ve ortaya çıkan sonuç ürünün, öğrencilerin tasarım yaklaşımlarındaki etkisi değerlendirilmeye çalışılmıştır. Anket çalışması sonucunda öğrencilerin sürecin başında zorlandıkları fakat ortaya çıkan ürünlerden memnun oldukları ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda farklı bir bakış açısı edindirmeyi hedefleyen çalışmanın tasarım eğitimi sürecinin ilk adımlarında yer alan kavram geliştirme yeteneğinin kazandırılması adına farklı bir bakış açısı sunduğunu söylemek mümkündür.
Journal of Interior Design and Academy, Volume 2, pp 33-56; https://doi.org/10.53463/inda.2022054
Abstract:
Mekânsal algı bağlamında şaşırtıcı bakış açıları ortaya koyan aydınlatma illüzyonları, iç mekân tasarımında gün geçtikçe daha yaygın bir rol üstlenmektedir. Yapılan çalışmada bu rolün ne olduğu ve ne oranda kullanıldığı soruları üzerinde durulmuştur. Amaç, aydınlatma ve illüzyon ilişkisinin mekâna nasıl yansıdığını tartışarak tasarımcılara farklı bakış açıları kazandıracak bir veri kümesi elde edebilmektir. Çalışmada öncelikle literatür analizi ile kuramsal çerçeve oluşturulmuştur. Ardından, belirlenen mekân örnekleri irdelenmiş, aydınlatma illüzyonunun iç mekânda hangi amaçlar doğrultusunda kullanıldığı sınıflandırılmıştır. Buna göre psikolojik ve fizyolojik illüzyon olarak iki türe ayrılan aydınlatma illüzyonu altında, toplam 10 illüzyon yaklaşımı olduğu görülmüştür. Son olarak, aydınlatma illüzyonu yaklaşımları örneklenmiş ve değerlendirilmiştir. Yapılan değerlendirmede mekânın işlevi ile illüzyon yaklaşımları arasında tercih edilme sebebi ile kullanım yoğunluğu açılarından ilişkiler bulunduğu belirlenmiştir.
Journal of Interior Design and Academy, Volume 2, pp 1-17; https://doi.org/10.53463/inda.2022058
Abstract:
Değişen yaşam tarzının getirdiği stres, sağlık sorunları gibi olumsuz etkilerinin en önemi nedenlerinden biri uykusuzluk sorunu olduğu araştırmalar sonucunda ortaya koyulmuştur. Bu sorunun gün içerisinde on ile doksan dakika arasında yapılacak şekerleme sonucunda çözülebileceği ve hatta daha yararlı ve verimli olacağı bilim insanları tarafından kanıtlanmıştır. Bunun sonucunda, insanların dinlenmek, enerji depolamak ve kısa süreli uyku ihtiyaçlarını karşılamalarına olanak tanıyan uyku kabinleri tasarlanmaya başlamıştır. Uyku ihtiyacının insanların yaşamları üzerindeki etkisi araştırıldığında son zamanlarda giderek artan bir şekilde, özellikle üniversite öğrencileri uyku eksikliğinden etkilenen bir nüfus grubu olarak kabul edilmekte ve bazı üniversiteler tarafından uyku kabini kullanılmaya başlamış ve giderek sayıları artmaktadır. Bu bağlamda, çalışma kapsamında, içerisinde uyuma alanları barındırması ve öğrencilerin atölyelerde uzun zaman geçirmeleri nedeniyle çalışma alanı olarak MÜGSF kampüsü seçilerek konu ile ilgili gereksinimleri tespit etmek amacıyla kampüsü kullanıcılarına anket çalışması yapılması planlanmıştır. Yapılan literatür çalışmaları ile belirlenen mevcut kullanımda olan 10 adet uyku kabininden hangisini tercih edeceklerini ve bu tercih sebeplerinin tasarım kriterleri ile olan bağıntısı yapılan anket sonuçları ile irdelenmiştir.
Journal of Interior Design and Academy, Volume 1, pp 21-39; https://doi.org/10.53463/inda.2021vol1iss2pp21-39
Abstract:
Endüstri dönemi ile beraber ortaya çıkan fabrika yapıları dönemin en önemli mimarlık çıktılarıdır. Kültürel mirasın izlerini taşıyan tarihi yapılardan olan Samsun Tekel Fabrikası günümüzde Bulvar AVM Yaşam ve Alışveriş Merkezi olarak kent içindeki varlığını sürdürmektedir. 19. yüzyılda inşa edilen ancak zamanla işlevini kaybedip, âtıl kalan bu yapının yeniden kullanılabilir hale gelmesi, fabrikanın taşıdığı izlerin kent hafızasındaki yerini korunmasında önemli bir etkendir. Bunun yanı sıra yakın bir zamanda inşa edilen ve mimari açıdan fabrika yapısının biçimsel özelliklerine öykünen Bafra Tütün Müzesi bir zamanlar fabrikada olan işleyişi, tütün üretimindeki aşamaları sergileyerek, toplumun fabrika ile kurduğu bağı kentin farklı bir noktasında sürdürmeye çalışmaktadır. Yapıların biçimsel özelliklerinin benzer olmasının yanında fabrika ya da tütünle ilişkili deneyimlere sahip olan kişilerin anılarını çağrıştırması yönünde müzede sürdürülebilir bir aktarım sağlama çabası görülmektedir. Bu bağlamda bu iki yapının biçimsel ve anlamsal analizleri karşılaştırma yapılarak incelenmiştir. Fabrika ile başlayan tütünün hikâyesinin toplumsal hafızadaki yerinin yapı-çevre ilişkisi bağlamında müze ile sürdürülmeye çalışılıyor oluşu çalışma kapsamında ön plana çıkarılmıştır.
Journal of Interior Design and Academy, Volume 1, pp 82-99; https://doi.org/10.53463/inda.2021vol1iss2pp82-99
Abstract:
Tarihi yapılar bir kültürel miras olarak, geçmişimizi yansıtan somut varlıklardır. Kültürel değere sahip taşınmaz kültür varlıklarının korunarak gelecek kuşaklara aktarılması büyük önem taşımaktadır. Geçmiş ve gelecek arasında bir köprü görevi üstlenen bu değerlerin sürdürülebilmesi, onların kullanımıyla doğru orantılıdır. Restore edildikten sonra, kendi haline bırakılan her yapı tekrardan kaybolma ve yok olma durumuyla karşı karşıya kalacaktır. Bu kapsamda koruma yöntemlerinden biri olarak tercih edilen uyarlamalı yeniden kullanım, işlevsel olarak varlığını tamamlayan ancak fiziki olarak kısmen veya tamamen bir şekilde varlığını devam ettiren kültürel değerlerin, restorasyon aşamasından sonra başka bir işlevle hayata kazandırılmasıdır. Bu makalede, tarihi yapılarda yeni işlev sonucunda iç mekân kurgusundaki değişimlerinin kültürel sürdürülebilirliğe katkısı incelenmektedir. Bu çalışmanın hedefi, tarihi yapıların gelecek kuşaklara aktarılması için koruma yöntemlerinden biri olan uyarlamalı yeniden kullanım kapsamında Kültür Yolu Projesi kapsamında uyarlamalı yeniden kullanımla yeni işlev kazanan tarihi miras yapıları üzerinden irdelenmesidir. Çalışmanın içeriğinde seçilen örnek yapıların tarihsel gelişim ve mimari özelliklerin incelenmesi ve sonrasında bu özelliklere dayalı biçimlenen restorasyon değerlendirmesi ve bu değerlendirmeyi tamamlayan uyarlamalı yeniden kullanımın tüm boyutları tartışılmaktadır. Çalışmanın oluşumunda çalışma yöntemi olarak literatür taraması yapılmış, saha çalışması ile görsel veriler ve ilgili kişilerden tarihi yapılarla ilgili bilgiler toplanarak konu irdelenmiş ve değerlendirilmiştir.
Journal of Interior Design and Academy, Volume 1, pp 62-81; https://doi.org/10.53463/inda.2021vol1iss2pp62-81
Abstract:
Mimari bir yapının duyular aracılığı ile algılanması görme ile başlar. Ancak yapı ve iç mekân arasındaki ilk ilişki giriş mekânı ile kurulur. Giriş mekânları sadece görme ile değil diğer duyularla da algılanabilir ve kullanıcı belleğinde izler bırakabilir. Örneğin bir konser salonunu işitme duyusu, bir restoran koklama duyusu üzerinde bıraktığı izlerle hatırlanabilir. Bu çalışmada iç mekânda duyu kavramını incelemek için öncelikle mimaride duyu kavramı ele alınmış, daha sonra giriş mekânlarının önemi ve mekânın duyularla nasıl algılanabileceği üzerinde durulmuş, son bölümde de iç mekânda duyular kavramı, bir sağlık yapısının giriş mekânı özelinde incelenmiştir. Örnek olarak seçilen sağlık yapısı İstanbul Memorial Bahçelievler Hastanesi’dir. Bu amaçla hastane yönetimi ve proje ekibi ile iletişime geçilmiş, alan ziyaretleri yapılarak alınan izin çerçevesinde fotoğraflanmıştır. Çalışmada giriş mekânı tasarımının, görme, dokunma, işitme, koklama ve tatma duyularına nasıl hitap ettiği; konsept, ışık, renk, malzeme, mobilya, sanatsal ögeler, enstalasyonlar gibi tasarımsal ve yapısal özellikleri bağlamında ele alınmıştır. Çalışanın sonucunda incelenen örnek üzerinden genel tasarım ilkelerine varılmaya çalışılmış, iç mekânda duyulara hitap edebilecek tasarımsal araçların neler olabileceği üzerinde durulmuştur. Ayrıca iç mekânın duyular ile nasıl algılanabileceği üzerinden de çıkarımlar yapılmıştır.
Journal of Interior Design and Academy, Volume 1, pp 40-61; https://doi.org/10.53463/inda.2021vol1iss2pp40-61
Abstract:
Mimari bir öge olarak balkon tarih boyunca yapının zorunlu bir parçası olarak görülmemiş, istek ve ihtiyaç doğrultusunda yapılan çıkıntılar olarak tasarlanmışlardır. Geleneksel konutlarda cumbadan evrilen balkonlar; açık, yarı kapalı, gömme ya da sonradan camla kapatılmış olsalar dahi bahçeli evde yaşamayanlar için dış mekân ihtiyaçlarının ve işlevlerinin karşılandığı iç-dış arası bir ara mekân olmuşlardır. İşlevsel olarak tasarlanan balkonlar zaman içinde yapının estetiğine katkı sunan bir yapı bileşenine, günümüzde ise anlamsal değerler taşıyan bir ögeye dönüşmüştür. Bu çalışma; balkonun mimaride ortaya çıkışı, işlevsel ve estetik kullanımlarının yanı sıra 2020 yılının ilk ayından itibaren tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını ile başlayan pandemi sürecinde üstlendiği anlamsal değerler üzerinden bir çıkarım yapmayı amaçlamaktadır. Bu doğrultuda balkonun tarih süreci içerisinde mimarlık ile olan ilişkisi irdelenmiş, daha sonra mimarlıkta balkon kullanımı işlevsel, estetik ve pandemi başlıkları altında örnekleri ile açıklanmıştır. Çalışmanın sonuç değerlendirmesinde ise işlevsel özelliklerinin hangi eylemlerle sağlandığı, estetik amaçlı kullanımının mimarideki etkileri ve pandemi dönemindeki anlamsal değeri tartışılmıştır.
Journal of Interior Design and Academy, Volume 1, pp 3-20; https://doi.org/10.53463/inda.2021vol1iss2pp3-20
Abstract:
Bulundukları dönemin izlerini taşıyan geleneksel konutlar, var oldukları toplumun kültürel özlerini yansıtan sivil mimari örnekleridir. Fakat toplumun sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik değerlerinin değişime uğraması, kültürel kimlik ve yaşam koşullarını da değiştirmiş; bireylerin konutlardan beklentilerini farklılaştırmış ve mevcut konutlar yeni gereksinimleri karşılayamaz duruma gelmiştir. Bu yapıların pasif bir koruma anlayışı ile yok olması yerine, yeniden işlev verilerek sürdürülebilirliği sağlanabilmektedir. Yeni işlevin uygunluğunun belirlenmesinde ise yapının çevre ve mekânla olan ilişkisi önemli bir rol üstlenmektedir. Çalışma kapsamında yeniden işlevlendirme; eski mekân-yeni işlevin uygunluğuna bağlı olarak Mehmet Efendi Konağı özelinde “mekânsal açıdan işlevsel uygunluk” ve “çevresel açıdan işlevsel uygunluk” olarak iki başlıkta değerlendirilmiştir. Değerlendirmeler sonucunda yapı, mekânsal ve çevresel açıdan belirlenen kriterler doğrultusunda eski mekân ve yeni işlev ilişkisi bakımdan uygun bulunmuştur.