Abstract
En tr Although environmental engineering -primarily focusing on healthy water supply and disposal of wastewater- incorporates study areas of various engineering disciplines, it has also undertaken a wide range of activities such as infrastructure activities, climate change, waste management, health and safety, environmental management and etc. since 70’s. The areas of engineering expertise, in line with changing technological approaches and social needs, are undergoing change and transformation over the years. Environmental problems are beyond local boundaries and it is necessary to understand the holistic (integrated) interactions of the effects of engineering applications over ecosystems on a global scale. For example, big dams have been built as well as projecting dozens of river-type hydropower projects in the same river basin.  The environmental risks of each individual project should be modeled but also the overall domino effects should take into consideration. It is inevitable to evaluate the effects that the activities will have on the ecosystem with some tools such as Environmental Impact Assessment (EIA), Environmental Risk Assessment (ERA) and Life Cycle Analysis (LCA) for this purpose. Today, out of 52 universities in Turkey, 46 of them gives undergraduate level education in their environmental engineering departments and both the departmental curriculum and the specialization of the faculty members are very different in these departments. Therefore, the knowledge and experience of environmental management can not be at the same level. This should be taken into consideration in the accreditation process by the Association of Engineering Education Programs Evaluation and Accreditation (MÜDEK). In this study the priority of watershed management to solve the environmental problems was verified, and the level of ecosystem/watershed management awareness was evaluated in the undergraduate course curriculums of environmental engineering departments in our country. Öncelikle sağlıklı içme suyu temini ve atıksuların uzaklaştırılması üzerinde yoğunlaşmış olan çevre mühendisliği pek çok farklı mühendislik disiplinin çalışma alanını bünyesinde barındırmakla birlikte, 70’li yıllardan bu yana gelinen süreçte altyapı faaliyetleri, iklim değişimi, atık yönetimi, iş ve işçi sağlığı, çevre yönetimi gibi çok geniş bir alanda mesleki çalışmalar yürütmektedir. Değişen teknolojik yaklaşımlar ve toplumsal gereksinimlere koşut olarak mühendislik uzmanlık alanları da yıllar içerisinde değişim ve dönüşüm geçirmektedir. Her türlü çevre sorunu yerel sınırların ötesinde olup, mühendislik uygulamalarının ekosisteme etkisinin bütüncül etkileşimlerini küresel ölçekte anlayabilmek gerekmektedir. Örneğin, aynı nehir havzasında birbiri ardı sıra inşa edilen büyük barajların yanı sıra onlarca nehir tipi hidroelektrik santrali projeleri de hayata geçirilmektedir. Her bir baraj ve santralin tekil çevresel riskleri dikkate alınması yeterli olmamakta, domino etkisi ile çok daha büyük küresel sorunların bir parçası olup olmayacağı modellenebilmelidir. Bu amaçla faaliyetlerin ekosistem üzerinde oluşturacağı etkilerini anlamak üzere Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED), Çevresel Risk Değerlendirmesi (ÇRD) ve Yaşam Döngü Analizi (YDA) gibi araçlarla değerlendirilmesi kaçınılmazdır. Bugün ülkemizde 52 üniversitede bulunan çevre mühendisliği bölümünün 46’sında lisans eğitimi verilmekte olup, bu bölümlerde hem ders müfredatı hem de öğretim üyelerinin uzmanlık alanları çok farklılık göstermektedir. Dolayısıyla çevre yönetimi bilgi birikimi ve deneyimi aynı düzeyde olamamaktadır. Bu amaçla başta Mühendislik Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (MÜDEK) akreditasyon süreçlerine bu yönde ölçüt getirilmelidir. Bu çalışmada öncelikli olarak çevre sorunlarının çözümünde havza yönetiminin önemi ortaya konulmuş, ülkemizdeki çevre mühendisliği bölümlerinde verilen derslerde ekosistem/havza yönetimi bilincinin öğretilme düzeyi değerlendirilmiştir.

This publication has 2 references indexed in Scilit: