Abstract
Kuruluşlar için dönüm noktası anlamına gelen krizler, büyük ölçüde belirsizlik yaratarak kuruluşun itibarını ve paydaşlarıyla ilişkilerini tehdit etmektedir. Varlıklarını sürdürmeye devam etmek isteyen kuruluşlar, belirsizliği ve tehditleri ortadan kaldırmaya yönelik çabaları içeren kriz yönetimi sürecine girerler. Bu çalışmanın amacı, farklı kaynakların gönderdiği mesajlarla çok sesli ortamda şekillenen kriz yönetimi sürecini, etkileşimsel çerçevede değerlendirmektir. Bu doğrultuda Frandsen ve Johansen’in çok sesli yaklaşımından hareketle, Facebook & Cambridge Analytica veri skandalının kriz yönetim süreci vaka analizi olarak değerlendirilmiştir. Veri skandalına yönelik retorik arena makro düzeyde gözden geçirilerek krizin iletişim sürecine katılan aktörler saptanmış, sürece etkileri belirlenmiştir. Facebook ve Cambridge Analytica’nın başvurdukları kriz tepki stratejileri incelenerek kriz yönetim sürecinin iki kuruluş için getirdiği farklı sonuçlar ortaya konmuştur. Son olarak söz konusu küresel kuruluşların çalışma modellerinin özünde yer alan “kullanıcı verilerinin dış kaynaklara açıklanması” etik bir sorun olarak görülmüş, bu sorunu düzeltme ve dönüşme yoluna gitmedikleri takdirde farklı potansiyel krizlere açık oldukları kanısına varılmıştır.

This publication has 10 references indexed in Scilit: