Abstract
Türkiye’nin dış göç tarihinde Ekim 1961 yılında Almanya ile imzalanan işgücü anlaşması sonrasında gerçekleşen kitlesel işgücü göçleri önemli bir yer edinir. Başta geçici olarak planlanan bu göçler zamanla kalıcı hale dönüşmüştür. Böylelikle Almanya’da neredeyse beşinci nesle ulaşan bir Türk Diasporası varlığı meydana gelmiştir. Aynı zamanda Türkler, Almanya’daki en yoğun yabancı grubu oluşturur. Almanya’ya göç sürecinden gündelik ve çalışma hayatına oradan da ulus-ötesi kimliğin gelişimine dek Türkler Almanya’da birçok farklı tecrübeler edinmiştir. Bu tecrübelerin akademik çalışmalara da kaynaklık edebileceği fikrinden hareketle, bu çalışma, birçok anı ve edebi hikâyeden yararlanarak göçün kültürel kimlik üzerindeki etkisini anlamaya çalışmıştır. Pozitivist görüşlerin aksine romantik ve idealist fikirlerden müteşekkil olan hermeneutik görüşleri benimsemesinden dolayı yazının temelini anılar ve edebi hikâyeler oluşturur. Dolayısıyla Almanya’ya gerçekleşen göçün, oradaki gündelik ve çalışma hayatı ve ulus-ötesi kimliğin gelişimi anılar ve edebî hikâyeler üzerinden takip edildiği bu çalışmada bu sürecin aydınlatılmasından ziyade anlaşılması hedeflemiştir. Bu doğrultuda konuyla ilgili olan çeşitli görüşmelere, bireysel anılara ve romanlara başvurularak göç ve akabinde gelişen süreçler anlaşılmaya çalışılmıştır.

This publication has 9 references indexed in Scilit: