Abstract
Bu makale Latife Tekin’in 1983 yılında yayımlanan Sevgili Arsız Ölüm adlı romanındaki göç kavramının psikolojik boyutlarını inceleyerek, göçün yıkıcı bir süreç olmasının yanı sıra kadınlar üzerinde özgürleştirici bir yanı olabileceğini de savunacaktır. Bu incelemeyi yaparken köyden kente göç etme sürecinde yaşanan parçalanmayı, romandaki anne-çocuk ilişkisine benzeterek, göçün bir yalnızlaşma olarak görülmesine rağmen tıpkı çocuğun bireyselliğini oluşturması için anneden kopması gerektiği gibi, kente göç etmenin de bir kopuş ile oluşan bireysellik olduğu gösterilecektir. Bu tartışmayı yapmak için romanda Atiye ve Dirmit’in ilişkisinin psikolojik boyutlarına Lacan’in psiko-analitik gelişim kuramları doğrultusunda bakılıp Atiye’nin Dirmit üzerinde kurduğu baskıyı ve Dirmit’in bu ilişkide görünmez olmasını köy yaşamının sosyal baskısının sonucu olduğunu, tıpkı annenin çocuğunun bağımsızlığını engellediği gibi köy hayatının da bireyin özgürlüğünü kısıtladığını savunacaktır. Bu makale Dirmit karakterinin annesinden kopmak için yaşadığı psikolojik savaşı ve bu savaş sırasında kendine ait bir alan yaratma çabasını ve köydeki mutsuzluğunu detaylı olarak anlatarak, kente göç ediş ile başlayan süreci Dirmt’in özerklik savaşındaki başarısı olarak gösterecek, göç etmenin bir yalnızlaşma yolculuğundan çok anneden kopuş ile başlayan özerklik olduğunu savunacaktır.

This publication has 3 references indexed in Scilit: