Abstract
Teknolojik gelişmeler her geçen gün farklı boyutta hayatımızda yer almaya devam etmektedir. Bu gelişmelerin en önemlilerinden biri de yapay zekâdır. Bir bilgisayar bilimi kavramı olarak yapay zekâ; en basit tabir ile makineler tarafından gösterilen zekâdır. Yapay zekâya sahip makineler insanların insan zihni ile ilişkilendirdiği öğrenme ve problem çözme gibi bilişsel işlevleri taklit ederler. Bu taklidin gelecekte insan zekâsından da bağımsız olacağı ve insan zekâsının da üzerinde performans göstereceği görülmektedir. Örneğin otonom araçlar, insan taklidi robotların hayatımızda yer alacağı günler çok uzak değildir. İnsan zekâsı bilinç ve duygusallık içerirken yapay zekâya sahip makinelerin –gelecekte robotların- ise bu duygulara sahip olup olmayacağı meçhuldür. Toplumsal yaşamın bir parçası haline gelecek bu makinelerin sosyal hayatımıza her alanda etkiler yapacağı şüphesizdir. Yapay zekâya sahip makinelerin, -özellikle de insan taklidi robotların- kişilik hakkına sahip olup olamayacağı hususu ile insanlarla ve yapay zekâya sahip diğer makinelerle girdiği ilişkilerin hukuk ve ahlak perspektifinden de değerlendirilmesi bir zarurettir. Bu çalışmamızda konu bu boyutu ile ele alınacaktır.

This publication has 3 references indexed in Scilit: