Abstract
Serbestleşme ve özelleşme süreçleriyle hızlı bir şekilde yeniden şekillenen Türkiye elektrik sektöründe nihai hedef rekabete açık, şeffaf ve sürdürülebilir bir elektrik pazarı yaratmaktır. Bu amaca ulaşmanın önünde bulunan en büyük engel elektrik piyasasının kendine has pazar yapısıdır. Bu yapıya göre, doğal tekel niteliğindeki iletim ve dağıtım faaliyetleri ile rekabete açık elektrik üretimi ve tedariki gibi piyasa faaliyetleri dikey bütünleşik yapıdaki şirketler tarafından yürütülür. Bu durum piyasa faaliyetlerinin yürütüldüğü üretim ve tedarik pazarlarında istenilen rekabet seviyesinin oluşmama nedenlerinden biri olarak sayılabilir. 6446 s. Elektrik Piyasası Kanunu ve ikincil mevzuat hukuki ayrıştırma modelini benimseyerek elektrik piyasasında faaliyet gösteren şirketlerin dikey bütünleşik yapısını değiştirmeyi hedeflemektedir. Fakat Avrupa Birliği Rekabet Komisyonu’nun verdiği CEZ kararı hukuki ayrıştırmanın serbestleşmeden elde edilmek istenen amacın gerçekleşmesi açısından yetersiz kalabileceğini göstermektedir. Bu makale CEZ kararı ışığında Türkiye elektrik pazarında ayrıştırma modelinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine işaret etmektedir.

This publication has 3 references indexed in Scilit: