Abstract
Yapay zekâ, hayatlarımızı değiştirmeye devam ediyor. Ancak toplum içinde işlevini artarken, yapay zekânın belirsiz ve öngörülemez karakteri, her bilimsel gelişmeden farklı olarak hukuk için yeni bir mücadele alanı da yaratıyor. Yapay zekânın hukuki statüsü ve sorumluluğu başlıkları bugün için masada yer alan konulardır. Yaptığımız değerlendirmede, yapay zekânın hukuki statüsünün belirlenmesinde, tüzel kişilik kavramının geliştirilmesi üzerinde durulması gerektiğini düşünüyoruz. Öte yandan yapay zekâ türleri geliştikçe ve yapay zekânın kendi farkındalığına varması ile daha karmaşık hukuki sorunlar gündeme gelecektir. Bu kapsamda makalenin üzerinde durduğu konulardan biri, her bilimsel gelişmede olduğu gibi yapay zekâ teknolojisi karşısında da hukukun yaşadığı ikilemden çıkması için bir yol haritası oluşturulması gerekliliğidir. Çalışmamızda, diğer hukuk dalları gibi idare hukukunun da yapay zekâ gelişmelerinden soyutlanamayacağı ortaya konulmaktadır. İdare hukuku hem görev alanı hem de kurum ve kavramları ile yapay zekâdaki gelişmelerden etkilenecektir. Bu nedenle organik ve fonksiyonel anlamda idarenin yapay zekâ etkisi ile kendi içinde dönüştüreceği konuları hiç de az değildir. Yapay zekânın verdiği zararlar sebebiyle idarenin sorumluluğu alanında, kusursuz sorumluluk ilkesinin uyarlanması veya yeni bir ilke geliştirilmesini düşünmek gerekir. İdare hukukunun içtihadi karakteri sayesinde, yapay zekâ alanındaki gelişmelere yeterli ve zamanında cevaplar üretilmesi mümkündür.