Abstract
Bilgi toplumunda, öğrencilerin öğrenme sürecine etkin olarak katılan, sahih kaynaklardan öğrenen ve öğrendiklerini hayatında tatbik eden bireyler olarak yetiştirilmeleri gerekmektedir. Eğitim sistemimizin ise ezbere dayandığı ve sadece bilgiyi aktardığı, mantıklı ve kritik düşünen bireyler yetiştirmekte yetersiz kaldığı sıkça dile getirilir. Bununla birlikte, günümüzde eğitim etkinliklerinden beklenen, düşünmeyi bilen, öğretme-öğrenme sürecinde bilgi edinmek için aktif bir biçimde rol üstlenen, kendi öğrenmesinin sorumluluğunu taşıyan, düşünme becerileriyle donanmış, kendine ve topluma faydalı ve üretici bireyler yetiştirmesidir. Yapılan deneysel çalışmalar da, düşüncenin eğitim yoluyla geliştirilebileceğini ve kişinin kritik düşünme becerileri kazanabileceğini göstermektedir. Kritik düşünme yoluyla akla kapı açılmalı ve fakat irade elden alınmamalıdır. Dolayısıyla, düşünme becerilerinin özellikle de kritik düşünmenin öğretimiyle sadece dilde kalan düşünce ve söylem tarzından uzak, derinlikli bir düşünce bütünlüğü kazanılacak, bilgilerin dışarıdan olduğu gibi alınıp depolanması yerine, yeni bilgilerin anlamlandırılarak oluşturulmasına ve onunla yaşanılmasına zemin hazırlanacaktır. Böylece kritik düşünmeyi öğrenme neticesinde, gelişmeleri doğru değerlendirme ve anlama yeteneği geliştikçe, iyi insanların dünya politikalarında daha aktif ve belirleyici rol almaları ve iyiliği ön plana çıkarma fırsatları doğacaktır. Zaten bugünkü şartlarda iyi insana düşen en büyük vazife de, sahih kaynaklardan kemaliyle doğru bilgileri öğrenmek, öğretmek ve kemaliyle tatbik edip tatbik ettirmektir. Bu bağlamda bu bildiride, düşünme becerileri, kritik düşünme ve okullarda kritik düşünme öğretimi üzerinde durulmuştur.