Abstract
İngiliz tarzı ya da “İngiliz Okulu” yüzyıllardır dünya siyasetine yön veren vaka çalışmaları ve uygulamaları sergiliyor. İngiltere, artık üzerinde güneşin batmadığı bir imparatorluk olmasa da, uluslararası ilişkiler yoluyla etkisini sürdürmüştür. Uluslararası arenada gerçekleştirdiği diplomatik uygulamalar, devlet adamları, politikacılar, yöneticiler ve uzmanlar için paha biçilmez bir “siyasi” içgörü kaynağı olmuştur. İngiliz diplomasisinin en son örneklerinden biri Ekim 2021de Türkiyede yaşanan ve on büyükelçiliğin Türk Yargı Sistemini eleştiren toplu açıklamasında İngilizlerin yer almadığı olayda görülüyor. İletişim açısından bakıldığında, İngiliz yöneticilerin ve politikacıların “algı yönetimi” sanatındaki ustalığını göstermektedir. Dünyanın her yerinde emperyalizmi protesto eden gösterilerde ABD bayraklarının ilk ezilen, yırtılan ve yakılan bayraklar olduğunu görüyoruz. Bununla birlikte, Britanya emperyalizm ve sömürgecilik tarihinde öncü bir rol oynamasına rağmen, İngiliz bayrağı için bu nadiren geçerlidir. İngilizler, kitlelerin nefretini kazanmadan, hatta sevgi beslemeden siyasi ve ekonomik gücü sürdürmeyi nasıl başarabilir? Yukarıdaki soruyu ayrıştırmak ve cevaplamak için eleştirel ve analitik düşünme perspektifi uygulanacaktır. Bu makale, bu fenomeni daha iyi açıklamak için yumuşak güç ve kültürel diplomasi gibi kavramları inceleyecektir. İnsan ilişkileri, filmler, diziler, belgeseller, müzeler ve dil eğitiminden örnekler kullanarak İngilizlerin algı yönetimini nasıl gerçekleştirdiklerini analiz edecektir.