Abstract
Dünya coğrafyasında büyük bir alana yayılmış olan Türk Dili, birbirlerini mukayese ettiğimizde çeşitli fonetik ve ekleşme bilgisi özellikleri bakımından morfo-fonetik denkliklerle takip edebildiğimiz şive ve lehçeleri içine alan, cihet olarak Doğu, Batı ve Kuzey; kavmî olarak Karluk, Oğuz ve Kıpçak diye adlandırılan gruplardan oluşur. Türk dilinin kuzey şive grubu içerisinde Tatar ve Kazak Türkçeleri arasında bir geçiş Türkçesi özelliği gösteren Başkurt Türkçesi de Türk dilinin modern bir şivesi olarak tarihî gelişimini; halk şarkıları, destanlar, hikâyeler gibi halk edebiyatının sözlü ürünleriyle başlatmıştır. Destanlar, Başkurt sözlü geleneğinde kobayır, yır, irtek biçimlerinde adlandırılır. Türk destan geleneğinde karşılaşılan ifadeler, Başkurt destanlarında da benzer şekilde yer almaktadır. Bir dilin söz varlığının farklı açılardan ele alınması toplumların kültürel ve sosyolojik hayatlarını gözler önüne sermek bakımından tanıtıcı nitelikte olabilir. Türk milletinin edebiyat, folklor, sosyal ve ekonomik hayatının her aşamasında hayvanların, hayvan kültürünün ayrıcalıklı bir yeri olması; bu milletin yıllardır tabiatla iç içe yaşamasının doğurduğu zengin bir kültürün doğal neticesidir. Söz varlığı çalışmalarının millet hayatındaki tanıtıcı yönü gereği, bu çalışmada mitolojik destanlar, hayvan adları ve ilgili kelimeler bakımından ele alınacak, kelimeler kavram alanlarına göre tasnif edilip isim ve fiil başlıkları altında kullanım sıklıklarıyla birlikte gerektiğinde tarihten günümüze mukayese yöntemiyle değerlendirilecektir. Yer yer ilgili madde başı, Eski Türkçe ve Anadolu Ağızları içerisinde, varsa geçirdiği anlam değişmeleri ve fonetik değişimler bakımından da dikkatlere sunulacaktır. Bu sayede, uzun yıllardır doğa ile iç içe yaşamış Türk milletinin hayvancılık kültürünü destanlar bakımından da gözler önüne sermek amaçlanmaktadır.