Abstract
İkinci Meşrutiyet’in ilanından sonra Osmanlı Devleti’nde birçok gazete ve dergi yayın hayatına girmiştir. Belirtilen dönemde Osmanlı Devleti’nde haber ajanslarının olmaması gazete ve dergilerin kendi imkânlarıyla haber toplamalarını gerekli kılmıştır. Bu nedenle gazeteler muhabirlerinin getirdikleri haberler yanında diğer gazeteleri de tarayarak atladıkları veya atlatıldıkları haberleri buralardan temin etme yoluna gitmişlerdir. O tarihlerde gazetelerin akşam veya sabah gazetesi olarak çıkmaları da bu işi kolaylaştırmıştır. Gazetelerin 1910 yılına kadar birbirlerinden kaynak göstermeden haber alabilmelerini kolaylaştıran unsurlardan biri de telif hakları konusundaki hukuki boşluktu. 1910 yılında yasalaşan Telif Kanunu ile gazetelerden alınan haberlere de kaynak gösterme zorunluluğu getirilmiştir. Buna rağmen gazeteler birbirlerinden kaynak göstermeden haber almaya devam etmişlerdir. Ancak her gazete bu durumdan şikâyet etmemiş ise de zaman zaman bu işten rahatsız olan gazeteler de olmuştur. Bizim tespit edebildiğimiz kadarıyla Osmanlı Basın Tarihinde bu konuyla ilgili üç tartışma yaşanmıştır. Bunların birincisi 1910 yılında Tanin ile Sabah arasında, ikincisi yine 1910 yılında İkdam ile yine Sabah arasında, üçüncüsü ise 1921 yılında Vakit ile Peyam-ı Sabah arasında yaşanmıştır. Bu üç hadise gazeteler arasında yapılan bir tartışma ve teşhir şeklinde kalmış, hukuki bir süreç yaşanmamıştır. Bu bildiride yukarda belirtilen üç hadise dönemin gazetelerine dayalı olarak anlatılmıştır.