Abstract
Tr en Amasyalı Âkifzâde’nin el-Mecmû‘ fi’l-meşhûd ve’l-mesmû‘ adlı eseri bin yüz on üç âlimin biyografisini ihtiva etmesi yönüyle önemli bir çalışmadır. Onu daha da önemli kılan sadece telif sahibi olanlardan değil, gördüğü ve hakkında bilgi sahibi olduğu tüm âlimlerden bahsetmesidir. Dolayısıyla eser incelendiğinde onun yaşadığı dönemde nasıl bir ilmî hayatın var olduğunu, nelerin okunduğunu-okutulduğunu ve ulema arasında nelerin tartışıldığını tespit etmek mümkündür. Bu noktadan hareketle elinizdeki çalışmada, o dönemde özellikle de Amasya’da Arap diliyle alâkalı nasıl bir faaliyetin yürütüldüğü, Arap dilcilerinin kimler olduğu, hangi eserleri okuttukları ve telif ettikleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Zira Âkifzâde’nin bu eseri okuyucuya, o dönemde Amasya’nın talebe ve ulema tarafından tercih edilen bir muhit olduğu, evlerde, mescitlerde ve dükkânlarda Arap edebiyatının, meşhur Arapça kasidelerin, arûz ve vaz ʿ ilimlerinin ciddi anlamda okutulduğu, bu muhitten yetişen önemli dilci ve ediplerin mevcut olduğu gibi nadir bilgiler sunmakta ve bu bilgilerin detaylarını görme imkânı vermektedir. Amasyalı Âkifzâde's al-Majmu‘ is an important study in that it contains the biography of a thousand and one hundred thirteen scholars. What makes it more important is that it does not only speak about the book writers, but about all the scholars he had seen and knows about them. Therefore, it is possible to determine how a scientific life existed, what was read, taught and discussed among the scholars during his lifetime. Hence, in this study, it is tried to determine what kind of an activity was carried out, especially in Amasya about the Arabic language, who the Arabic language scholars were, which works they read and wrote. Because, Âkifzâde’s book, provides detailed information about Amasya as a preferred place. Besides, he narrated that Arabic literature, poems, arûz and vazʿ were studied in mosques, homes and shops. Moreover, the book presents important and rare informations about linguists and literature scholars.